Vazokonstriktörler
İntrahepatik
vazodilatasyonu güçlendirmek yerine, intrahepatik vazokonstriksiyondan kaçınmak
da alternatif bir PHT tedavisi olarak ortaya çıktı. Bu amaçla, endotelin ve
ürotensin üzerine yoğunlaşıldı.
Endotelin,
intrahepatik endoteliyal disfonksiyona katkı yapan ve ayrıca KC fibrozisini
hızlandıran potent bir vazokonstriktördür. Hayvan çalışmalarında endotelin
reseptör antagonistleriyle başarılı sonuçlar alınırken, insan çalışmaları henüz
yeterli düzeyde değildir.
Ürotensin,
nispeten yeni tanımlanmış bir vazokonstrüktördür. Henüz insan çalışması yoktur.
HVPG ile korelasyon göstermektedir. Deneysel modellerde ürotensin antagonisti
olan palosuran portal ven basıncını, arteriyel basıncı etkilemeden anlamlı bir
şekilde düşürebilmiştir. Bunu RhoA ve NO yolaklarını etkilemek suretiyle
Splanknik direnci artırarak yapmaktadır.
İnflamasyon ve bakteriyel
transformasyon
İnflamasyon, PHT’da hem KC
fibrozisine katkı yaparak hem de hiperdinamik dolaşıma neden olan ve PHT’u daha
da kötüleştiren splanknik anjiyogenezise neden olur. İnflamatuvar belirteçlerin
HVPG ile korelasyon gösterdiklerinden, inflamasyona ve inflamatuvar yolaklara
müdahele, tedavi araştırmalarının mantığını oluşturmuştur.
Thalidomide, TNFα/NF-κB inhibitörüdür, antiinflamatuvar
etkisi olan ilk jenerasyon bir immünmodülatördür. Sirotik modellerde intestinal
mukozal hasarı iyileşstirdiği, Splanknik anjiyogenezi baskıladığı ve hepatik
mikrovaskülatürü iyileştirdiği (azalmış intrahepatik rezistans ve azalmış
portal basınç) gözlemlenmiştir. Pilot çalışmalarda da başarı vardır.
Bir caspase inhibitörü olan emricasan, sirotik sıçanlarda inflamasyon ve
fibrozisi azaltmada yardımcı olmuştur.
Kronik inflamasyonun beslendiği reaktif oksijen türlerine karşı
antioksidan tedavi de deneysel modellerde Splanknik neovaskülarizasyonu ve
portal basıncı azaltmakta faydalı bulunmuştur.
Eicosanoidlerinde inflamasyon ve vazokonstrüksiyonu arttırarak PHT’a
katkı yapmaktadır. KC sirozunda COX-derivesi prastonoidler, NO
biyoyararlanımını azaltır, endoteliyal disfonksiyona neden olur ve hepatik
Vasküler tonu arttırır. Kronik COX inhibisyonuyla sirotik ratlarda portal
basınç azaltılmıştır, KC fibrozisi ve anjiyogenez azaltılmıştır.
Araşidonik asidin epoksijenazlar
yoluyla metabolize edilmesi de bir başka yolaktır. MS-PPOH ile spesifik
inhibisyon yapılması sirotik hayvanlarda portal basıcı düşürmekte ve
asetilkoline yanıtını da arttımaktadır. Henüz yayınlanmış insan verisi yoktur.
Sirozlu hastalarda bakteriyel aşırı çoğalma ve disbiyozis sıklıkla
gözlenir. Ayrıca, PHT nedeniyle intestinal bariyer hasar görür ve böylece
portal sistemde translokasyon artar. Nonselektif betablokörler de intestinal
permeabilitede düşmeye neden olur. Rifaksimin bağırsak selektiftir ve
hepatikensefalopatide onay almış bir antibiyotiktir. Sirotik hastalarda 1 aylık
rifaksimin tedavisinin HVPG’i düşürmüştür ve sistemik hemodinamiye olumlu katkı
yapmıştır. Bu konuda sonuçlanmış RCT (Randomize kontrollü çalışma) henüz
yoktur. Ancak norfloksasinin HVPG’e herhangi bir etkisi yoktur.
Bir başka yaklaşımda barsak florasını düzenlemek için probiyotik
verilmesidir. Nonselektif betablokörlerle verilen ilave probiyotiklerin
hemodinamik cevaba katkı yaptığını gösteren bir RCT vardır. Tek başına verilen
VSL#3 (probiyotik) ile kafa karıştırcı sonuçlar alınmıştır.
Antikoagülanlar
KC parankimi içindeki
mikrotrombozlar ancak histolojik olarak tanınabilirler. Lokalize hipoksi ve
infarktlara neden olurlar. İntrahepatik vasküler rezistansta ve portal basınçta
artış nedeni oldukları düşünülür. Antikoagülan kullanımı sirotik modellerde
fibrozisden korunmaya yardımcı olarak gözlemlenmiştir. Ayrıca enoxaparin
tedavisi sirotik hastalarda dekompanzasyonu engellemede yararlı bulunmuştur ve
survivalı arttırmıştır. Yeterli veri
yoktur.
2016 uluslar arası KC
kongresinde direkt faktör Xa inhibitörü
olan rivaroxaban’ın, 2 ayrı sirotik rat modelinde portal basıncı düşürdüğü ve
intrahepatik mikrotrombozu anlamlı olarak azalttığı yönünde sunum yapılmıştır.
CIRROXABAN çalışması ise henüz devam etmektedir.
Anjiyogenez
Anjiyogenezi tetikleyen etmenler olan hipoksi, inflamasyon ve artmış
vasküler basınç hepatik fibrinogenez döneminde ve portosistemik kollateraller
oluşumunda da bulunur. Vasküler büyüme ve remodellinge VEGF, plasental growth
faktor (PIGF) veya PDGF gibi birçok sitokin rol oynar. Semaxanib veya bir
VEGFR2 monoklonal antikoruyla VEGF reseptör 2 blokajı yapmak hiperdinamik
splanknik dolaşımında ve portosistemik kollateraller oluşumunda azalmaya neden
olduğu halde portal basıncı azaltma konusunda faydası görülmemiştir. PIGF
antikorları kullanımı ya da PIGF yıkımı sirotik ve de nonsirotik hayvanlarda
süperiyor mezenterik kan akımında ve ek olarak portal basınçta azalma
yapmıştır. PDF reseptör blokajında da PHT’da azalma gösterilmiştir.
Bu growth hormon inhibisyonlarının tirozinkinaz inhibitörleriyle (Sorafenib,
sunitinib, brivanib and regorafenib)
kombinasyonu daha iyi sonuçlar vermiştir. Bunların anjiyogenez yolağının
birçok dalına etki gücü vardır. Bu tirozinkinaz inhibitörlerinin KC fibrozisine
iyi geldikleri de gösterilmiştir.
Yakın zamanda Sorefenib’in antiportal Hipertansif etkilerinin
tanımlandığı iki küçük çalışma yayınlanmıştır. Bununla birlikte, 9 kişinin
kullanıldığı bir RCT’de HVPG baz alındığında anlamlı farklar bulunmamıştır.
Bununla birlikte anjiyogenik yolakların total blokajı, anjiyogenezin
aynı zamnada KCtamiri ve fibrozis rezolüsyonunda da görev alıyor olmasından
dolayı zararlı olabilir.
Statinler
2004 yılında yayınlanan küçük kohortlu bir çalışmada kısa dönem
kullanılan simvastatinin hepatik NO düzeyini arttırdığı ve hepatik rezistansı
azalttığı gösterildi. Ayrıca, simvastatin verilince postprandiyal HVPG artışında
zayıflama sağlandığı da gözlenmiştir.
Simvastatin, Akt-bağımlı endoteliyal NOS (eNOS) fosforilasyonunu
arttırarak ve eNOS gen ekspresyonunu arttırarak KC sinüzoidal endoteliyal
disfonksiyonunda düzelme sağlar.
Atorvastatin, miyozin hafif-zincir fosfataz inaktivasyonu yaparak vasküler
tonusu regüle eden ve hepatik stellat hücrelerin kontraksiyonunu sağlayan Rho-kinaz
aktivitesini ve Rho ve Ras arasındaki ilişkiyi anlamlı olarak azaltır. RhoA ve
RhoA kinazın intrahepatik Vasküler rezistanstaki önemi, ratlara verilen
bunların inhibitörü olan Y-27262 verilmek suretiyle gösterilmiştir.
Ek olarak, fluvastatin ve atorvastatin gibi statinlerin, özellikle de
fibrogenezin erken evrelerinde deneysel KC hasarını iyileştirdiği ve Hepatik
stellat hücrelerin miyofibroblast üzerine olan aktivitelerini inhibe ettikleri
gösterilmiştir.
Bu bağlamda statin kullanımıyla upregüle olan koruyucu transkripsiyon
faktörü Kruppel-like faktör 2’nin (KLF2) özellikle shear-stres altındaki
koşullarda merkezi bir önemi vardır. KLF2, in vitro koşullarda hepatik stellat
hücre proliferasyonunu ve profibrotik ve proanjiogenik proteinlerin
ekspresyonunun güçlü bir şekilde bloke etmektedir.
Statinler sirotik portal hipertansiyon durumlarında faydalı olarak
tanımlanırken, prehepatik PHT durumlarında bunun tersi bir durum söz konusudur.
Parsiyel portal ven ligasyon modellerinde Statinler anjiyogenezi agreve
etmiştir ve portosistemik kollateral basıncını azaltmışlardır. Bu durumdada
şantlar artabilir veya portal basınç artabilir.
2009 yılında yayınlanan Faz 2 RCT’de simvastatin (tek başına ya da bir
nonselektif betablokörle birilikte verildiğinde) sirotik PHT’da güvenli olarak
bulunmuştur ve portal basınçta orta düzeyde bir düşüşe yol açmıştır. Bu ikinci
bir RCT ile de doğrulanmıştır. Daha büyük başka bir çalışmada ise simvastatinin
varisin yeniden kanaması üzerine etkisinin anlamlı olmadığı ama Child A/B
hastalarda survivali arttırdığı gösterilmiştir. Daha yakın zamandaki bir
çalışmada da primer proflaksi için Nonselektif betablokörlerle beraber verilen
simvastatinin HVPG üzerine anlamlı olarak güçlü bir düşürücü etkisinin olduğu
gösterilmiştir.
2016 yılında sonuçlanan iki çalışmada HCV (+) hastalarda statinlerin
siroz gelişimini, HCC insidansını, hepatik dekompanzasyonu ve ölümü %40’ın
üzerinde düşürdükleri gösterilmiştir.
2017 yılında ise, NO serbestleştiren Atorvastatin olan NCX 6560’ın
hepatik profile ve PHT’a olan statin katkısına ek olarak intrahepatik
epiteliyal disfonksiyonu ve müsküler ve hepatik toksisiteyi iyileştirdiği
gösterilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder