Hepatik ensefalopatide
(HE) beyin disfonksiyonunun mekanizması hala tam olarak ortaya konabilmiş
değildir.
Patogenez
Nörotoksinler
GİS, amonyağın primer
kaynağı olarak bilinir. Amonyak, enterositlerde glutaminden ve azotlu
maddelerin kolonik bakterilerce katabolizmasından oluşmaktadır. Sağlam KC, glutamine çevirmek ya da sistemik
dolaşıma sokmamak suretiyle portal vendeki amonyağın neredeyse tamamını
temizler. İlerlemiş KC hasarında bu fonksiyon azalır. Ayrıca bu hastalarda,
amonyağın KC’den sonra en fazla ortadan kaldırılma yeri olan kaslar da azalır.
Hiperamoneminin neticesi
olarak şişen astrositler, belki de sirozlu hastalarda HE gelişiminin anahtar
noktası olabilir. Beyin ödeminin mekanizmasını açıklamak için ortaya atılan
fikirlerden birisi: astrositlerde amonyağın glutamine metabolizmasından
kaynaklanan artmış intrasellüler osmolarite artışıdır. Hücre şişmesiyle,
astrositlerde bol miktarda eksprese edilen su kanalı proteini akuaporin-4
kuvvetli olarak ilişkilendirilmektedir.
Amonyak hem uyarıcı hem de
baskılayıcı postsinaptik potansiyelleri ve kortikal hemikanalların üretilmesini
inhibe ederek nöronal elektriksel aktiviteyi direkt olarak da etkiler.
Nörotransmisyonun
bozulması
Birçok yayında GABA-benzodiazepinergik, dopaminergik,
serotoninergik and glutamatergic nörotransmitter sistemlerde bozukluklardan
bahsedilmektedir.
Nörosteroidler, GABAA reseptör kompleksinin potent selektif
allosterik modülatörleridirler. Allopregnanolon ve pregnenalon (bir nörosteroid
prekürsörüdür) hepatik komalı hastaların beyinlerinde patofizyolojiyle ilişkili
olabilecek konsantrasyonlara çıkar. Astrositik 18-kDA translokatör
proteininin aktivasyonu, HE’li hastaların SSS patogenezine katkıda bulunmaktadır.
Sirozlu hastalardaki ekstrapiramidal semptomların bazıları, bazal
ganglionlarda manganez birikimiyle yakından ilişkili olan dopamin
fonksiyonlarına bağlı gelişebilir. Manganez, dopaminin düşük strial
seviyelerini düşürüyor gibi görünmektedir. Dolayısıyla, bazal gangliyonlara
manganez akümülasyonu beynin KC hastalığı sırasında dopamin eksikliğini giderme
çabası olarak düşünülebilir.
Enfeksiyonlara ve
nöroinflamasyona sistemik yanıt
Beyin disfonksiyonunun
diğer muhtemel nedenleri içerisinde serebral kan akımında, beyin
metabolitlerinde ve inflamatuvar mediatörlerin serbestleşmesinde meydana gelen
değişimler olabilir.
HE’ye enfeksiyonların
kemdisinin mi, yoksa doğurduğu inflamatuvar yanıtın mı neden olduğu açık
değildir.
İnce bağırsak bakteri
florası minimal HE’ye katkı sağlayabilir. Sirozlu hastalarda normal yerel
bakteriler azalırken daha patojenik kuşaklar daha hakim konuma geçmektedir. Bağırsakta
gelişen bu disbiyoz, tükrük ve gayta örneklerinde de gözlenmektedir. Yani,
tükrük mikrobiyatasını incelemek klinik pratikte kullanılabilir. Alcaligenaceae ve Porphyromonadaceae kognitif
bozulmayla pozitif bir ilişki içerisindedir.
Klinik prezentasyon
HE, en hafif formunda
sadece psikomotor testleri, elektrofizyolojiyi vs bozar. Gözle görülür hale
geldiğinde ise son ISHEN konsensusuna göre disorientasyon veya asteriks
başlangıç belirtiler olarak kabul edilmiştir.
Nonkomatöz HE’li
hastalarda hipertoini, hiperrefleksi ve pozitif bir Babinski belirtisi gibi
motor sistem anormallikleri gözlenebilir. Koma durumunda ise, piramidiyal
belirtiler hala görülebilmesine karşın derin tendon refleksleri azalabilir veya
kaybolabilir. Nadiren geçici fokal nörolojik defisitler oluşabilir. HE’de nöbet
gelişimi nadiren bildirilir.
Ekstrapiramidyal disfonksiyonun
bileşenleri olan mimiklerde azalma, kas rijiditesi, bradikinezi, hipokinezi,
monotonluk ve konuşmada yavaşlama, Parkinson benzeri tremor ve diskinezi ve
hareket azalması sık bulgulardır.
Asteriks ya da flepping tremor,
genellikle, HE’nin erken-orta evrelerinde vardır ve stupor veya koma öncüsüdür.
HE için özgül değildir.
HE’nin tüm formları ve
manifestasyonları tümüyle geri dönüşümlü olarak kabul edilmektedir. Bununla beraber,
KC transplantasyonlu hastalarda tekrarlayan HE ataklarına rastlanması bu görüşü
biraz şüpheli duruma getirmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder