HCL tüm lösemilerin ancak
%2’sini ve lenfoid neoplazmların %1’inden daha azını oluşturmaktadır. Ortanca başlangıç
yaşı 52 civarındadır. Erkeklerde 4 kat daha fazla görülür. Beyaz ırkta 3 kat daha sık görülür.
Patogenezi büyük oranda
bilinmemekteyse de çalışmalarda olguların neredeyse tamamında serin/treonin
kinaz BRAF’da V600E aktive edici mutasyon tespit edilmektedir. Refrakter HCL’li hastalarda BRAF inhibe edici
tedaviye yanıt tanımlanmıştır.
İyonizan radyasyona maruz
kalmak, EBV, organik kimyasallar, ağaç işçiliği ve çiftçilik yapmak potansiyel
nedenler olarak düşünülmektedir.
HCL’nin geç fazda (preplazma
veya postgerminal merkez hafıza B hücresi), aktive hafıza B hücreden
kaynaklandığı varsayılır. Bu geç evredeki malign B hücresinin HCL’yle örtüşen
bazı özellikleri vardır:
-
Klonal Ig hafif ve ağır zincir gen yeniden
düzenlenmeleri ve monoklonal yüzey immünglobulin ekspresyonu
-
Hücre tarafından pan B yüzey antijenleri (CD19,
CD20 ve CD22) ve erken plazma hücre belirteci (PCA-1) eksprese edilir. Erken evrelere
ait B hücre belirteçlerini(CD10 veya CD21) ise eksprese
etmez.
-
Hücre ayrıca B hücrelerde sık rastlanmayan
CD11c (monosit ve nötrofiller), CD25 (aktive T hücreler) ve CD103 (intraepiteliyal
T hücreleri) gibi yüzey antijenlerini de eksprese eder.
-
Hastaların yaklaşık 2/3’sinde klonal
karyotipik anormallikler bulunur. Kromozom 5 anormalliği hastaların yaklaşık
%40’ında mevcuttur. Çoğunlukla trizomi 5, perisentrik inversiyonlar ve
interstisiyel delesyonlar (5q13 gibi) şeklindedir.
BRAF mutasyonları,
IGHV4-34 eksprese etmeyen HCL’li hastalarda eksprese edilen hastalık
tanımlayıcı olay olarak önerilmektedir.
HCL varyanlarının ve IGHV4-34 içeren HCL’lerin klasik HCL’lerden ayrı
oldukları da önerilmektedir. Yani BRAF mutasyonları klasik HCL’yi temsil
etmektedir, ama spesifik değildir.
HCL hücresi fibronektin
üretir ve birleştirir ve basic fibroblast growth faktör (bFGF, FGF-2),
TGF-beta1 ve TNF-alfa gibi çeşitli sitokinlerin yapımında rol alır.
HCL’yi diğer B hücreli
lenfomalardan ayıran gen ekspresyonlarından birisi de ANXA1 gen (annexin A1)
overekspresyonudur.
Klinik
HCL’li hastaların birçoğu
splenomegali ve sitopenilerle ilgili semptomlarla prezente olurlar.
Hastaların ¼’i
splenomegaliye bağlı abdominal dolgunluk
veya rahatsızlık hissi vardır. Spontan
splenik rüptür de gelişebilir.
Hastaların ¼’i halsizlik,
güçsüzlük ve kilo kaybı gibi sistemik yakınmalarla gelirler. Hastaların gece
terlemesi ve ateş yakınmaları sık değildir.
Hastaların ¼’i morluklar
ya da kanamayla gelebilirler. Rekürren enfeksiyonlar yaşamı tehdit edebilir.
Hastaların ¼’i ise
asemptomatik olup klinisyenin fark ettiği splenomegaliler veya sitopenilerle fark
edilirler.
Bazı hastalar vaskülitle
berber olabilirler. Bu genellikle PAN veya kutanöz lökositoklastik vaskülit
olabilir. Kemik ağrısı ya da görüntülemeyle kemik lezyonları nadirdir.
Fizik muayenede palpable
splenomegali %80-90 olguda vardır. %25 hastada sol kotsal marjini >8cm
geçer.
Hepatomegali (%20) yahut
LAP (%10) HCL’nin majör özellikleri değildir. B semptomları HCL’de genellikle
mevcut değildir.
Laboratuvar
Hastaların %60-80’inde
pansitopeni mevcuttur. Monositopeni ve nötropeni sıktır. LDH genellikle normaldir. Anemi (%85), trombositopeni (%80), nötropeni (%80),
monositopeni (%80), azotemi(%30), anormal KCFT (%20), hipergamaglobulinemi (%20),
lökositoz (%10-20).
Periferik yayma:
HCL’li hastaların %90’ında
PY’da hairy hücreler görülür. Genellikle görülen beya kürelerin %20’sinden
azını oluşturur. Mamafi, lökositozu olan %10 hastada dolaşan hücrelerin büyük
kısmı hairy hücrelerden oluşabilir. Çok az bir kısım hastada 200000/microL WBC
olabilir.
Saçlı hücre denilen yapı
mononükleer bir hücredir ve olgun bir lenfositin yaklaşık 2 katı
ebattadır. Çekirdek genellikle eksantriktir.
Çoğunlukla ovaldir ama şart değil. Kromatin yapısı retiküler veya ağ benzeri görünümdedir,
çekirdekçik ise yok veya belirgin olmayan şekildedir.
Kİ:
Dry tap durumu
sıktır. Aspirasyon genellikle sonuçsuz
kalacağından tanı için biyopsi gerekir.
Kİ genellikle hiperselülerdir (ancak
%10-20 hastada hiposellüler olabilir) ve saçlı hüce infiltrasyonu diffüz ya da
interstisiyel olabilir. Diğer low-grade B hücreli lenfoproliferatif
hastalıkların aksine nodüler paternde Kİ infiltrasyonu nadirdir.
Nükleusların biyoside “sahanda
yumurta” şeklinde halo vermeleri Kİ’nde görülebilir.
Kİ biyopsisinin boyaması
neredeyse her zaman retikülin fiberlerinden zengin bir boyama gösterir.
Dalak, LN ve KC:
Dalak neredeyse her zaman
histolojik kanıt sağlarken, hepatik sinüzoidlerin infiltrasyonu sürpriz olmaz. Dalak
neredeyse her zaman histolojik kanıt sağlarken, hepatik sinüzoidlerin
infiltrasyonu sürpriz olmaz. KC tutulumu varsa genellikle hafiftir ve
sinüzoidlere sınırlıdır.
LN genellikle tutulmaz,
ancak ileri vakalarda görülebilir..
Dalak, pratik olarak tüm
vakalarda, kırmızı pulpanın genişlemesine ve bey az pulanın atrofisine bağlı
olarak belirgin bir büyüme gösterir. Kırmızı pulpa kord ve sinüsleri tümör
hücreleriyle infiltredir. Sahanda yumurta görülebilir. Kan gölleri ya da
psödosinüsler de denen dilate sinüslerin eritrositlerle dolması ve bunun saçlı
hücrelerle çevrelenmesi görülebilir.
İmmünfenotipleme
Saclı hücreler, olgun B
hücre fenotipi gösterirler ve bir veya daha fazla ağır zincir ve
monotipikvhafif zincir eksprese ederler.
Saçlı hücreler pan-B
antijenleri çok fazla eksprese ederler (CD19, CD20, CD22 ve CD25)
ve genellikle CD5,
CD10, CD21, and CD23 ekspresyonundan
yoksundurlar.
Saçlı hücreler
karakteristik olarak CD11c, CD103, CD123 ve cyclin D1 eksprese ederler.
HCL’lilerin büyük çoğunluğu (%74), diğer B hücre
lenfomalarında eksprese edilmeyen Annexin A1 eksprese ederler. Annexin A1,
mutlaka bir B hücre antijeniyle birlikte değerlendirilmelidir, çünkü miyeloid
hücreler ve bazı T hücreler de annexin A1 eksprese edebilme yeteneğindedirler. Annexin
A1 spesifikse de sensitivitesi sınırlıdır.
Mukozal lenfosit antijen, CD103, HCL için
sensitif bir belirteçtir. Diğer pan B belirteçleriyle eş zamanlı ekspresyonu
HCL’ iyi kuvvetle düşündürür. CD103, integrin ailesine aittir ve
mukoza-ilişkili T hücreler ve bazı aktive lenfositlerde de mevcuttur.
Saçlı hücreler ayrıca CD11c ve CD25 üretiminde de
iyidirler.
HCL-variyant:
Önceden HCL’nin bir alt tipi olarak düşünülüyordu
ancak artık farklı bir antite olarak ele alınmaktadır. Nadirdir. HCL’den farklı
olarak HCL-v’ta nükleus belirgindir ve ilik infiltrasyonu daha azdır. Genelde ekstrem
lökositoz vardır. HCL’de görülen sitopeniler burada genelde yoktur.
Hem HCL hem de varyant lösemi CD20, CD22, CD11c
ve CD103 esprese ederler. Varyant HCL’de CD25 üretimi olmaz. Varyant HCL CD123
için bulanık(Dim) ya da negatiftir. Anneksin A1 negatiftir. BRAF mutasyonları
negatif gibi görünmektedir ama daha fazla çalışma yapılmalıdır.