Birçok çalışmada,
diyabetik hastaların GİS semptomları yaşamalarının diğer bireylere göre daha
fazla olduğu gösterilmiştir. Üst GİS semptomları uzun hastalık süreli tip 1
diyabetiklerde sık görülür.
Diyabetik hastalardaki gastroparezinin
gerçek prevalansı bilinmemektedir. Toplum bazlı bir çalışmada semptomatik
gastroparezinin 10 yıllık insidansı tip 1 ve tip 2 diyabette sırasıyla %5 ve %1
olarak bulunmuştur.
Diyabetik diyarenin
tahmini prevalansı %8-22 arasında değişmektedir. Gerçek prevalansının daha az
olduğu düşünülmektedir. Yani rakamlar net değildir.
GÖRH
Diyabetik hastalarda GÖRH
için birkaç olası mekanizma vardır:
Otonomik nöropatiye bağlı
azalmış LES basıncı, hiperglisemiye bağlı transiyent LES relaksasyonlarının sayısının
artması, tubüler özefagusun klirens fonksiyonunun bozulması, veya gecikmiş
gastrik boşalma.
Gastroparezi
Gastroparezi; mekanik
obstrüksiyon olmaksızın bulantı, kusma, erken doygunluk hissi, şişkinlik
ve/veya üst abdomende ağrı semptomları eşliğinde gastrik boşalmanın gecikmesi
olarak bilinir.
Diyabetik Gastroparezinin,
gastrik fonksiyonun bozulmuş nöral kontrolüyle ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Anormal miyenterik nörotransmisyon, nitrik oksit içen inhibitör sinirlerin
bozukluğu ve düz kas fonksiyon bozukluğu tanımlanmıştır. Morfolojik
anormallikler bazı otonomik gangliyonlarda inflamatuvar değişiklikleri de
içerir. Vagal problemler de olabilir.
Bununla beraber, diyabetik
hastalardaki gastrik boşalma anormallikleri ne manometride gastroduodenal motiliteyle
ne de otonomik nöropatinin klinik indeksleriyle güçlü korelasyon içindedir.
Diyabet semptomlarıyla gastrik boşalma arasındaki ilişki de zayıftır.
Gastrik boşalmayla
postprandiyal hiperglisemi arasında iki yönlü güçlü ilişki vardır. Plazma
glukoz konsantrasyonunda akut bir artış gastrik duysal ve de motor
fonksiyonları etkiler. Diyabetik nöropatili hastalarda hiperglisemi, gastrik
elektriksel aktiviteyi stimule eder (taşigastri), buna karşılık normal glisemik
durumda elektrik ritim normal olabilir. Sağlıklı kontrollerde ve tip 1 DM’lularda,
hiperglisemi durumlarında proksimal mide gevşemektedir; açlıkta ve yemek
sonrası antral basınç dalgasının sıklığını, yayılımını ve kasılma amplitüdünü
suprese eder. Bunların sonucu olarak da gastrik boşalma gecikir. Ek olarak, kan
glukozunun postprandiyal normal aralıkta yükselmesi de boşalmayı yavaşlatır. Akut
hipergliseminin gastrik boşalmaya olan etkisi çok fazla çalışılmamışsa da kan
glukoz konsantrasyonuyla bağlantılı gibi görünmektedir.
Hipoglisemide ise işler
tersinedir. Hasta gecikmiş boşalma durumundayken dahi hızlanmış gastrik boşalma
gerçekleşir.
Aslında tüm bunlar normal
fizyolojiye paralel gidişata işaret ediyor gibidir. Yemek gelir ve ince
bağırsakta besinlerin serbestleşmesine göre mide boşalım hızı ayarlanır.
Kronik hipergliseminin
gastrik boşalmaya olan etkileri daha az bilinmektedir. Yine de kanıtlar az olsa
da gastrik boşalmayı yavaşlattığı düşünülmektedir.
Klinik
Gastroparezi klinikte
bulantı, kusma, karın ağrısı, erken doygunluk hissi, postprandiyal dolgunluk,
şişkinlik ve ciddi olgularda kilo kaybıyla karşımıza çıkabilir.
Tanı
Şüphelenilen hastalarda
sintigrafiyle gastrik boşalmanın gecikmesi gösterilir.
Tedavi
Diyabetik gastroparezi
progresif değildir ve tedavi semptomların hafifletilmesine yöneliktir. İyi glisemik
kontrol, diyet modifikasyonu ve antiemetik (difenhidramin, ondansatron,
proklorperazin) ve prokinetik ajanların verilmesi (Metoklopramid, domperidon,
sisaprid, makrolidler) birincil tedaviyi oluştururlar.
İnkretin bazlı tedaviler, pramlintide
ve GLP1 analogları (exenatide gibi), gastroparezinin medikal tedavisi
oturtulmadan başlanılmamalıdır, zira gastrik boşalmayı yavaşlatırlar. Bu etki
DPP4 inhibitörlerinde görülmemiştir.
Metoklopramid (dopamin 2
reseptör antagonisti, 5-HT4 agonisti, %-HT4 reseptör antagonisti), diyabetik
gastroparezide ilk sıra tedavidir. Antral kontraksiyonları arttırır ve fundus
relaksasyonunu azaltır. Metoklopramid, 12 haftaya kadar kullanımda DM
gastroparezi için FDA onayına sahiptir.
Metoklopramid’in yan
etkileri: anksiyete, yorgunluk, depresyon, hiperprolaktinemi ve QT uzamasıdır. Distoni
ve tardif diskinezi yapma potansiyeli de vardır.
Metoklopramid’e yanıt
alınamayan hastada domperidon (dopamin 2 antagonist) verilebilir. Ama sıkıntılı
bir ilaçtır. Çoğu ülkede piyasada yok. Kardiyak aritmileri arttırmaktadır. İlaç
etkileşimleri fazladır.
Yukarıdaki ajanlara yanıt
alınamayan hastalarda gastrostomi/jejunostomi kateterleri koymaktan, cerrahi
girişime kadar yöntemler vardır. Trisiklik antidepresanların bulantı kusma gibi
sıkıntıları azalttığı çalışmalar vardır.
Endoskopik olarak
transpilorik stend yerleştirilmesinin faydalı olduğu çalışmalar da vardır. Pilorotomi
de seçenek olarak sunulmuştur. Bunların RCT’si yeterli değildir.
Diyabetik gastroparezi
tedavisinde “gastrik elektriksel stimulasyonun”, semptomların şiddetini ve
gastrik boşalmayı iyi yönde etkilediği gösterilmiştir. Aynı etki idiyopatik
veya post-cerrahi gastroparezilerde elde edilememiştir.
Camicinal ve relamorelin;
DM gastroparezi tedavisinde araştırma aşamasında olan ajanlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder