Mycoplasma’lar, doğada
kendi başına yaşamını devam ettirebilen en küçük organizmalardır. Mycoplasma pneumoniae çoğunlukla USYE
sebebiyse de pnömoni de yapabilirler. Yüzyirmiyi aşkım Mycoplasma türü içerisinde hastalık yaptığı iyi tanımlanan 4 tür
ayırt edilmiştir. Mycoplasma pneumoniae,
Mycoplasma hominis, Mycoplasma
genitalium, ureaplasma urealyticum.
Sonradan bunlara Mycoplasma amphoriforme de katılmıştır.
Hücre duvarı yoktur,
dolayısıyla gram boyamasıyla gösterilemezler. Aerobik veya anaerobik ortamlarda
üreyebilirler. İzolasyonu Laboratuvar ortamında sağlamak her zaman mümkün
olamayabilir.
Mycoplasma
pneumoniae çoğunlukla flamentöz yapıda bulunur ve adherens
proteinleri çoğunlukla respiratuvar epitele tutunur. Birkez tutununca Mycoplasma pneumoniae, epitel
hücrelerinde ve onların siliyalarında hasarlanmaya neden olan hidrojen peroksit
ve süperoksit üretir. Ancak Mycoplasma
pneumoniae enfeksiyonunun birçok özelliği direk hasardan ziyade immün
mekanizmalarla ilişkili olarak düşünülmektedir.
İlaveten, Mycoplasma pneumoniae’nin glikolipid
antijenlerine karşı oluşan antikorların
(soğuk aglütinin fenomeninde olduğu gibi) beyin hücreleri ve
eritrositlerle kros-reaksiyon gösteren otoantikorlar olabileceği
düşünülmektedir.
Mycoplasma
pneumoniae, damlacık yoluyla enfeksiyon yapar. İnkübasyon
periyodu ortalama 2-3 hafta kadardır. Güz ve kış aylarında daha yoğundur.
Kışlalarda, aile içinde, bakımevlerinde ve toplumda salgınlara neden
olabilirler.
Mycoplasma
pneumoniae enfeksiyonları her yaşta olabilirse de okul
çağındakilerde, askerlik çağındakilerde ve yüksekokul dönemlerinde daha sık
izlenmektedir.
Mycoplasma
pneumoniae enfeksiyonlarının çoğu asemptomatiktir. Semptomlar
varsa hastaya göre değişkenlik gösterir.
Hastalık kademeli olarak başlar ve baş ağrısı, halsizlik ve düşük düzey
ateşle takdim olur. Titreme sıktır.
SOLUNUM YOLLARI HASTALIĞI
Mycoplasma
pneumoniae’ya bağlı solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerin
çoğunluğu pnömoni geçirmezler.
Mycoplasma
pneumoniae’ya bağlı gelişen öksürük aralıksızdır ve nonprodüktif
karakterden hafifçe prodüktif karaktere kadar değişen düzeylerde olabilir.
İlerledikçe balgamda renk değişikliği görülebilir.
Wheesing (çok sık
değildir) ve dispne de meydana gelebilir. Farenjit, rinore ve kulak ağrısı da
görülebilir.
Erken evre hastalıkta
pnömoni bulunsa dahi oskültasyonda bir şey duyulmayabilir. İlerledikçe raller,
Wheesing duyulmaya başlanabilir. Sinüs hassasiyeti, posteriyor farinksin veya
timpanik zarın hafif eritemli olması ve belirgin olmayan servikal adenopati
diğer bulgular arasındadır. Pnömonisi olan hastaların %15-20’sinde plevral
effüzyon oluşabilir. Öksürüğe balı göğüs ağrısı olabilir.
Mycoplasma
pneumoniae’ya bağlı pnömoni geçiren hastaların çoğu hafif ve
kendi kendini sınırlayıcı karakterdeyse de fulminan vakalar da gelişmiştir.
EKSTRAPULMONER HASTALIK
Hastalık süreci içerisinde
eritrosit membranı üzerindeki I antijenine karşı oluşan IgM antikorları görünür
hale gelir ve hastaların %60’ında soğuk aglütinin reaksiyonu yanıtı meydana
getirir. Hemoliz ciddi boyutlarda da olabilirse de, özellikle orak hücre
hastalığı olanlarda, genellikle klinik olarak anlamlı olmaz.
Deri bulguları
eritematöz makülopapüler veya veziküler döküntülerden Steven-Johnson sendromuna
kadar uzanabilir. Mycoplasma pneumoniae,
Steven-Johnson sendromunun ilişkili olduğu en sık enfeksiyöz ajan olabilir. Eğer
Mycoplasma pneumoniae Steven-Johnson
sendromuyla ilişkiliyse ÜSYE’den ziyade pnömoni olmaya daha yatkındır. Antibiyotikler
Mycoplasma pneumoniae’nin
dermatosensitivite potansiyelini güçlendirebilir. Reynaud Fenomeni de
izlenebilir.
SSS tutulumu Mycoplasma pneumoniae’li hastaların %0,1’inde;
hastane yatışı gerektirenlerin ise %7’sine kadarında görülebilir. Çoğunlukla çocuklarda
görülür ve ensefalit en sık şeklidir. Mycoplasma’ya
karşı oluşan antikorlar galaktoserebrozide karşı kros-reaksiyon veriyor
olabilir. SSS tutulumu anlamlı mortalite ve morbidite ile ilişkilidir.
SSS hastalığı durumunda BOS’ta
genellikle lenfositik pleositoz, artmış protein ve normal glukoz bulunur. Mycoplasma pneumoniae izolasyonu mümkün
ancak nadirdir. Kültür ensefalit durumunda daha iyi sonuç verir. PCR’la Mycoplasma bakmakda uygun bir tanı
yöntemi olabilir.
Kardiyak tutulumların
görülmesi ve ciddiyeti yaşla beraber artmaktadır.ritim bozuklukları, konjestif
kalp yet., göğüs ağrısı ve EKG’de ileti bozuklukları bunlardandır.
Artralji görülse de artrit
nadirdir. Miyalji görülür. Rabdomiyoliz bildirilmiştir. Glomerülonefrit nadiren
olabilir. İmmün-kompleks depozisyonuna bağlı olduğu düşünülür.
Kimyasal hepatit, Pankreatit
görülebilir.
Anterior üveit olguları
bildirilmiştir.
Otitis media ve büllöz
mirinjitis
LABORATUVAR
Pnömonili hastaların büyük
bir kısmında subklinik bir hemolitik anemiye dair kanıtlar mevcuttur (pozitif
Coombs test, artmış retikülosit sayısı). Soğuk aglütininler hastaların %50’sinden
fazlasında yüksek titrede bulunur. Pnömonili hastaların %50’sinde titre
sıklıkla 1:128’in üzerindedir.
Beyaz küre sayısı
hastaların %75-90’ında normal bulunur. Trombositoz genellikle bulunur.
En sık görülen radyografik
bulgular retikülonodüler patern ve/veyayamalı konsolidasyon alanlarıdır. Patognomik
değildirler. Havayolu konsolidasyonları alt loblarda daha sıktır. HRCT’de ağaç
tomurcuklanması görünümü olabilir. Küçük plevral effüzyonlar olabilir, sıklıkla
unilateraldirler.
TANI
Doğru düzgün bir tanısal Laboratuvar
ya da radyolojik bulgusu yoktur. Kademeli başlangıç, multisistem tutulumun daha
fazla olması ve normal beyaz küre sayısı atipik pnömoni etkenleri olan
adenovirüsler, RSV ve piyojenik pnömonilere göre Mycoplasma pneumoniae’yi daha fazla düşündürür.
Uygun olduğu koşullarda
PCR hem hızlı hem de yüksek duyarlılıkla beraberdir.
PCR uygun değilse enzim
immunoassey kullanılan serolojik testler kullanılagelmektedir. Sensitivitesi %96,8
ve spesifitesi %99,7 olarak bildirilmektedir. SSS enfeksiyonları için çok uygun
değildir.
Soğuk aglütininler
enfeksiyonu takip eden 1-2 hafta içerisinde %50-75 hastada ortaya çıkarlar. Ne spesifiktir
ne de sensitivitesi iyidir. Rutin yapılmaz.
Kültür çok elverişli bir
yöntem değildir.
TEDAVİ
Olası bir Mycoplasma pneumoniae enfeksiyonu için
temel tedavi eritromisin ve Azitromisin gibi makrolidler, doksisiklin veya
levofloksasin ve moksifloksasin gibi florokinolonlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder