Paroksismal soğuk
hemoglobinürisindeki antikor soğukta reaksiyon veren bir IgG’dir. Daima
poliklonaldir.
Sogukta reaksiyon veren
IgM ‘ye benzer şekilde kolayca komplemana bağlanırlarken, soğukta reaksiyon
veren IgM’nin aksine eritrosit aglütinasyonu yapmazlar .
Paroksismal soğuk
hemoglobinürisindeki mekanizma soğuk aglütinin hastalığındakine benzer
şekildedir. Kan perifere doğru gidince soğur ve antikor ve komplemanların ilk
iki komponenti eritrosit yüzeyine yapışır. Kompleman kaskadı ancak eritrosit
daha sonra 37 ° C'ye ısıtıldığında tamamlanır. İntravasküler Hemoliz olur.
Paroksismal soğuk
hemoglobinürisindeki antikorla etkileşen antijen bir polisakkarit olan P
antijenidir. P antijeni genellikle eritrosit yüzeyindeki bir seramid parçaya bağlıdır.
Bu antijen hemen daima hemolize neden olur. Bunun istisnaları çok nadirdir (P
antijeninin olmadığı pp veya Tj(a) fenotipi)
P antijeninin yapısı
Parvovirüs B19’un bağlanmasına da uygundur.
Paroksismal soğuk
hemoglobinürisindeki bazı antikorlar anti-i veya anti-Pr spesifik de olabilir.
Çocukluk çağında
Paroksismal soğuk hemoglobinürisi çoğunlukla viral bir enfeksiyonu takiben
ortaya çıkar (daha çok da varicella). Mycoplasma pneumoniae gibi enfeksiyonları
takiben de çıkabilir. Kızamık aşısını takiben de çıkabilir.
Erişkinlerde ise
Paroksismal soğuk hemoglobinürisi daha çok otoimmün bir hastalık olarak
bilinir. Erişkin form daha kroniktir ve yıllara yayılabilir.
KLİNİK
Paroksismal soğuk
hemoglobinürisindeki klinik gidiş sıcak antikor hemolitik anemi ve ITP’dekini
andırmaktadır.
Febril hastalığı takiben 7-10
gün içerisinde antikorlar ortaya çıkar ve 6-12 hafta kalırlar. Hemolitik reaksiyona
neden olur ve soğuğa maruziyet sonrası dakikalar – saatler içerisinde tipik
koyu idrarla (hemoglobinüri) kendini gösterir. Soğuk maruziyeti sonlandığında
Hemoliz sonlanır.
Sırt ve bel ağrısı,
abdominal kramplar, titreme ve ateş gibi konstitusyonel semptomlar da mevcut
olabilir. Çocuklarda nadir bir durum olarak akut böbrek yetmezliği
tanımlanmıştır. Reynaud fenomeni ve ürtiker olabilir.
LABOTARUVAR
Hastaların büyük
çoğunluğunda intravasküler hemolize ait sarılık, hemosiderinüri, LDH
yüksekliği, haptoglobin düşüklüğü, indirek bilirubin yüksekliği, serum komleman
düzeylerinde azalma gibi Laboratuvar bulgularına rastlanır.
Aneminin derecesi değişkendir
ve antikor titrelerine, antikorun termal amplitüdüne, soğuk ortama maruz kalma
durumuna ve hastanın yaşına bağlıdır.
Hemolitik epizotta Anti-C3
kullanılarak yapılan direk Coombs testi pozitiftir. IgG ile yapılan direk Coombs
testi ise negatif bulunur. Ciddi hemolitik
krizler esnasında nötropeni görülebilir.
TANI
Tanı aşağıda sayılanların hepsinin
var olmasını gerektirmektedir:
·
Tipik olarak soğuğa maruziyeti takiben
ortaya çıkan intravasküler Hemoliz
·
Kırmızı hücrelerle soğukta reaksiyon veren,
yeniden ısınırken hemoliz yapan ancak 37◦C’de reaksiyon vermeyen IgG
yapısındaki antikorların invitro olarak gösterilmesi (Donath-Landsteiner antikoru)
·
Kompleman için pozitif olan ancak IgG için
negatif olan bir Coombs testi
TEDAVİ
Akut epizot
Çocuklarda destekleyici
tedaviyle genellikle birkaç haftada hastalık iyileşir. Hasta sıcak tutulmalıdır.
Anemi açısından sıkça kan tahlili bakılmalıdır.
Glukokortikoid kullanımının
faydaları konusunda geniş veriler olmasa da hayatı tehdit edici durumlarda
kullanılması daha uygun olabilir.
Eculizumab, teorik olarak
hemolizi durdurabilirse de verileri henüz yoktur.
Kronik epizot
Paroksismal soğuk
hemoglobinürisindeki antikorlar IgG yapısında olduklarından, Glukokortikoid kullanımı
antikor yapımını ve/veya kompleman reseptör aracılı fagositozu azaltabilir. Kanıtı
için yeterli veri yoktur.
Sık transfüzyonlar
gerekebilir.
Glukokortikoidler yetersiz
kalırsa siklofosfamid (100 mg/gün) veya azatiopirin (100 mg/gün) denenebilir.
Rituximab bir hastada
başarıyla uygulanmıştır. Eculizumab ise 1 hastada denenmiş ancak başarısız
olmuştur.
Splenektomi gereksizdir. Dalağın
patogeneze katkısı yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder