EGZOKRİN PANKREAS
KANSERİNDE AİLESEL OLMAYAN RİSK FAKTÖRLERİ
Pankreas kanserlerinde tek
küratif tedavi seçeneği cerrahi rezeksiyon olmasına rağmen, geç prezentasyon
dolayısıyla, hastaların sadece %15-20’si cerrahi adayı olabilmektedirler. Pankreatikoduodenektomiyi
takiben 5 yıllık prognoz; nod negastif hastalarda sadece %25-30 civarındadır.
Nod pozitif olanlarda ise %10 kadardır.
Egzokrin pankreas
kanserlerinin %85 kadarı duktal epitelden kaynaklanan adenokarsinomlardır. Batı
toplumunda sıklığı daha cok olarak bildirilmektedir.
Hastalık 45 yaş öncesi
nadirdir.
Herediter
risk faktörleri
Hastaların %5-10 kadarında
ailesel öykü bulunur.
Pankreas kanserinin
herediter riski için iki kategori vardır: belirli sendromlar ve ailesel
pankreatik kanser.
ABO
kan grubu: 0 kan grubu olmak koruyucu diyen kohortlar var.
Nonherediter
kronik pankreatit: Pankreasın kronik inflamasyonu Pankreas
Ca için risk faktörüdür.
Diyabet,
glukoz metabolizması ve insulin direnci: diyabetin pankreas Ca
için bir risk faktörü olmaktan ziyade, pankreasın sonucu olduğu
savunulmaktadır.
Hangi diyabetiğin pankreas
ca riski altında olduğunu gösterebilmek için İtalyanlar, adrenomedulin ölçümü
önerilmiştir.
Her ne kadar altta yatan
mekanizmalar belli olmasa da, en azından bazı veriler, diyabet gibi metabolik
bozukluklarda pankreas Ca risk artışına işaret etmektedir.
Pankreatik
kistler: Pankreasın intraductal papiller müsinöz neoplazmı en
sık görülen pankreatik kisttir ve malign dejenerasyon riski vardır.
Çevresel
faktörler: Tütün, diyet, alkol, yüksek kalorili diyet pankreas
Ca risk artışıyla ilişkilendirilmiştir.
Sigara riski arttırır ve
hastaların %25’inde vardır. GSTT1 geninde homozigot delesyonu olan yoğun
içicilerde risk yüksek olabilir. Sigarayı bırakmak risk azalması yapmaktadır.
Obezitenin ve azalmış
fiziksel aktivitenin artmış riskle beraber olduğu savunulmaktadır ve
destekleyen çalışmalar mevcuttur.
Diyetle ilgili bilgiler
kesinlik kazanan nitelikte değildir.
Alkol konusundaki veriler
de tartışmalıdır. Risk artışının fazla olmadığı ve yoğun alkol kullanımı
olanlara sınırlı olduğunu söyleyen analizler vardır. Kahve de henüz ispatlanmış
değildir.
Laboratuar verileri
aspirin ve diğer NSAİ ilaçların pankreatik tümörogenezde azalma yaptığını
düşündürmektedir. Epidemiyolojik çalışmlar yeterli değildir. Örneğin 2004
yılında 88378 kadının uzun yıllar izlendiği çalışma yayınlanmıştır ve uzatılmış
süreli apirin kullanımının artmış pankreas kanseri riskiyle birlikte olduğu
sonucuyla karşılaşılmıştır. Başka çalışmalarda b sonuç doğrulanmamıştır.
Pankreas kanseriyle
H.pylori arasında çok güçlü olmayan ancak istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki bulunmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder