TAKAYASU ARTERİTİNİN KLİNİK ÖZELLİKLERİ VE TANISI
Kasım 2023'te Güncellendi
Takayasu arteriti (TA), ağırlıkla aorta ve onun primer dallarını tuttuğu için büyük damar vasküliti olarak sınıflanır.
Hastalığın %80-90 kadarını
kadınlar oluşturmaktadır. Genellikle
10-40 yaşları arasında başlar. Patogenezi çok iyi anlaşılmış değildir. Dev
hücreli arterit patogenezine benzeyen yönleri vardır. İmmünohistolojik olarak
incelendiğinde aortik dokuyu infiltre eden hücrelerin temel olarak sitotoksik hücrelerden
(özellikle de gama delta T lenfositlerden) oluştuğu gösterilmiştir. Bu
hücreler, büyük miktarlarda sitolitik perforin salgılayarak vasküler hasara
neden olabilirler.
Aortik bir yapıya (ama nedir
neresidir bilinmiyor) spesifik bir T hücre yanıtının oluştuğunu iddia eden
yayınlar vardır. Bu değişiklik aterosklerotik aortik anevrizmalarda
izlenmemektedir.
B hücreleri de inflamasyon
alanında mevcutsa da rölü henüz araştırılmaktadır.
Başlangıç damar tutulumu
genellikle sol orta veya proksimal subklavyen arterde olur. Hastalık
ilerledikçe sol common katrotis, vertebral, brakiyosefalik, sağ orta veya
proksimal subklaviyen arterler, vertebral arterler ve aorta da etkilenebilir.
Abdominal aorta ve pulmoner
arterler hastaların yaklaşık %50’sinde etkilenir.
KLİNİK
Semptomlar genellikle
subakut başlangıç gösterir, bu da sıklıkla tanıda aylardan yıllara varan bir
gecikmeye neden olur
Düşük düzeyde ateş,
halsizlik, kilo kaybı gibi konstitüsyonel
semptomlar.
Artralji,
miyalji, hastaların yarısına yakınında vardır. Klinik olarak gösterilebilen
sinovit daha az sıklıktadır.
Karotidinya,
karotiste hassasiyet, %10-30 hastada vardır.
Azalmış
ya da kaybolmuş periferik nabazan. Özellikle radiyal arter
düzeyinde ve sıklıkla asimetriktir. İleri vakalarda ekstremite ülserasyonları
ve gangrenleri olabilirse de aslında gelişen kollateraller bu duruma çok da
izin vermemektedir. Kollateral damarlar ilerlemiş hastalığın göstergesidir.
Kol
kladikasyosu, subklaviyen çalma sendromu
Arteriyel
üfürüm
İki
kol arasında kan basıncı farkı (>10 mmHg). Bu durumda
bacaklardan ölçülen kan basınçları karşılaştırılmalıdır.
Hipertansiyon;
renal arterlerdeki daralmaya bağlı olarak, ya da aortanın veya dallarının
daralması ve elastikiyetini kaybetmesiyle hastaların yarısından çoğunda ortaya
çıkabilir.
Anjina
pektoris, MI
Solunum
yolları semptomları Pulmoner arterler vakaların %50’sine
kadarında tutulabilir. Pulmoner arteritise bağlı semptomlar daha azdır. Göğüs
ağrısı, dispne, hemoptizi, pulmoner HT vs görülebilir.
Deri
lezyonları, eritema nodozum veya piyoderma gangrenozum
benzeri deri lezyonları az bir vakada olabilir.
Nörolojik semptomlar
(vertigo, senkop, baş ağrısı, konvülziyonlar ve inme gibi)
TANI
MR anjiyografi önerilebilen
görüntüleme yöntemidir. Klinikle birleştirilmelidir. BT anjiyografide
kullanılabilir.
Dopller USG common karotis
arter ve proksimal subklaviyen arter duvarındaki kalınlaşmayı gösterebilir ve
MR anjiyografiye ve BT anjiyografiye ek bilgi sağlayabilir.
Konvansiyonel arteriyografi
özel bir gereklilik yoksa sık başvurulan bir yöntem olma özelliğini
yitirmiştir.
Kateter bazlı anjiyografi,
özellikle dört ekstremitenin de stenotik olduğu durumlarda, aortik kan
basıncının doğru ölçülmesi için lazım olur.
PET BT veya PET MR, büyük
damar vaskülitlerinde giderek artan bir biçimde kullanılmaktadır.
Histopatolojik tanıya sık
başvurulmaz.
ACR
sınıflama kriterleri: (tanı için 3/6 kriter lazım)
Başlangıç
yaşı ≤40
Ekstremite
kladikasyoları
Bir
veya her iki brakiyal arterde nabız azalması
Kollar
arasında Sistolik basınçta en az 10 mmHg’lık bir basınç farkı olması
Bir
veya her iki subklaviyen arterde veya abdominal aortada üfürüm duyulması
Aorta
boyunca, aortanın primer dallarında veya alt ve üst ekstremitelerin büyük
arterlerinde ateroskleroza, fibromüsküler displaziye bağlı veya diğer sebeplere
bağlı olmayan arteriyografik daralma veya oklüzyon olması
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder