Antifosfolipid
sendromu (APS), fosfolipidlere ya da anyonik
fosfolipidlere bağlı plazma proteinlerine karşı oluşmuş antikorlardır. APS’li
hastaların kliniğinde renal ve arteriyel trombozlar, tekrarlayan düşükler ve
trombositopeni olabilir.
APS tipleri:
·
VDRL yalancı pozitifliği yapan antikorlar,
·
Lupus antikoagülanları,
·
Antikardiolipin antikorları (aCL),
·
Beta-2-glikoprotein 1’e karşı oluşan
antikorlar
APS seyrinde hastaların
neredeyse %25’inde renal tutulum izlenmektedir. APS’deki renal tutulum, renal
damarların noninflamatuvar tutulumuyla karakterizedir. Bu glomerüler
kapillerlerden ana renal arter ve venlere kadar geniş spektrumlu bir tutulumla
karşımıza çıkabilir. Patolojik bulgular diğer trombotik mikroanjiopatilerdekini
(TTP, HÜS) taklit eder.
Biyopsi yapılırsa
glomerüler trombotik mikroanjiyopatinin bir sonucu olarak FSGS izlenebilir.
Glomerüllerde ve küçük
arterlerde trombüsleri olan hastaların klinik bulguları değişkendir. Bazı
hastalar asemptomatik, 2 g/gün altında proteinüri ve normal böbrek fonksiyonlarıyla
karşımıza çıkabilirken; bazı hastalar ise nefrotik düzeyde proteinüriyle, aktif
idrar sedimentiyle ve belirgin hipertansiyonla birlikte akut ya da subakut bir renal
yetersizlik tablosuyla gelebilirler. Renal infarkta ve ani böğür ağrısına neden
olabilecek büyük bir renal arter trombozu olabilir.
Trombüs dışında
APS-ilişkili renal lezyonlar da gelişebilir (membranöz nefropati, minimal
değişiklik hastalığı ve pauci-immün GN gibi).
SLE’li hastalarda ki
APS’unda izole mikroanjiyopatik tromboz çok sık bir bulgu sayılmaz (biyopside
yaklaşık %10 hastada glomerüler mikrotrombozlar ana histopatolojik bulgu olarak
vardır), ancak varlığını ortaya koymak tedavi açısından önemlidir. Tedavisi immün-kompleks
aracılı lupus nefritinde kullanılan immünsüpresif tedavilerden farklılık arz
etmektedir.
SLE’li hastalarda ki
APS’unda yüksek titrelerdeki IgG aPL ile korele olan laboratuvar özellikleri:
- ØTrombositopeni
- Ø VDRL yalancı pozitifliği yapan antikorlar
- Ø Uzamış aPTT’dir
Pek çok çalışmada
hemodiyaliz hastalarında aPL prevalansının yüksek olduğu ve bunun da artmış
trombotik olaylarla ilişkili olduğu ortaya konulmuştur.
APS tedavisinde, uygun hastalarda
antikoagülan tedavi planlanır. Katastrofik olgularda plazmaferez düşünülebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder