Özefagusun benign tümörleri
nadir görülür. Tüm Özefagus neoplazmları göz önüne alındığında %1’den az bir
kısmı oluştururlar.
Benign Özefagus neoplazmlarının
yaklaşık 2/3’sini leiomiyomlar oluşturur. Leiomiyomlar genellikle
intramuraldirler ve sıklıkla özefagusun distal 2/3’ünde bulunurlar. Hastaların %5’inde
multiple olabilirler.
Çoğunlukla disfaji
araştırması sırasında ya da otopsi sırasında tesadüfen rastlanırlar.
Özefagiyal leiomiyomlar
tipik olarak 20-50 yaşlarındaki bireylerde görülürler. Irk ve cinsiyetle
ilişkili bilinen bir tanımlama yoktur.
Cerrahi ile temizlenince
rekürrens olmaz.
5 cm’nin altındaki
lezyonlar semptomsuzdur. Daha büyük lezyonlarda disfaji, retrosternal
rahatsızlık, göğüs ağrısı, Özefagiyal obstrüksiyon ve regürjitasyon
görülebilir. Nadiren mukozada erozyonla beraber GİS kanama sebebi olabilirler.
Leiomiyom içerisinde
kalsifikasyonlar oluşabilir.
Leiomiyomatozis denilen Özefagus
boyunca leiomiyomların olması Alport sendromuyla ilişkili olabilir. Leiomiyomlar,
MEN Tip1 ile de beraber olabilmektedir.
Özefagiyal leiomiyomlar baryumlu
grafilerle görüntülenebilirler. Klasik görünüm sağlam mukoza altında konkav
kitledir.
EUS (hipoekojenite)de
faydalı olabilir.
Endoskopide mobil, nonspesifik
bir özefagiyal tümör olarak görülebilir, ancak sarkomdan ayırmak amaçlı
yapılmalıdır. Özofagoskopide bir leiomiyomdan şüpheleniliyorsa, skarlaşmaya
neden olacak bir biyopsiden kaçınılmalıdır, çünkü cerrahide extramukozal
rezeksiyona engel olabilir. Sitoloji için fırçalama yapılabilir.
Cerrahi tedavi semptomatik
lezyonlar ve 5 cm üzerindeki lezyonlar için uygulanır. Asemptomatik veya 5 cm
altındaki tümörler ise baryumlu grafi ile takip edilir.
Bir tümörün malign
olmadığını göstermenin tek yolu malign rezeksiyondur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder